“Yapay zeka hayatımıza ne zaman girecek?” sorusunun cevabını Google’da arattıran bir insan yapay zeka tarafından takip edildiğinin sanırım farkında değildir…
BUGÜN YAPAY ZEKAYLA KARŞI KARŞIYAYIZ
Evet yapay zeka birçok sektörde kullanılmaya başlanıldı. Öyle ki sağlıktan tutun, gıdaya, endüstri vb. birçok sektörde artık yapay zekanın izlerini görmeye başladık. Özellikle otomotiv ve endüstriyi derinden sarsacak yenilikler her an sosyal hayatımızın genelinde görmek mümkün olacak. Yine ‘reklam yapay zekanın neresinde kalıyor?’ sorusuna cevap aralayacak olursak kökten sarsan etkileri görmeye başlayacağız.
MECRALAR DEĞİŞTİ, HER ŞEY DEĞİŞTİ
Bugün gazete can çekişiyor, klasik TV yerine daha fazlasıyla TV’lerde yapımlar konuşulmaya başlanıldı. Yani TV bile eskisi gibi değil. Radyoya hiç girmeyeyim. Reklam pastasından zor %2 pay alıyor. Öyle ki klasik bilboardlar bile acaba işe yarıyor mu diye reklam verenler tarafından sorgulanmaya başlanıldı. Bunların yerine, daha fazlasıyla hareketli ekranların bulunduğu, metrolar, otobüsler, havalimanları, mobil ekranlı cihazlar ve tabi ki bilgisayar ekranları mecra halini aldı.
YAPAYIM ORTA ŞEKERLİ BİR YAPAY ZEKA
Mecralar değişirken birden bire kimsenin beklemediği bir şey oldu ve akıllı teknolojiler rol almaya başladı. Büyük veri madenciliği yapan yazılımlardan tutun, monitoringlere kadar tüketicilerin her hareketi izlenilmeye ve reklam da buna göre verilmeye başlanıldı. Kimse takip ediliyorum hissine kapılmadığı dönemlerden, kameraların üzerine bant yapıştırıp şizofreniye başladığımız dönemlere geldik. (Zuckerberg’in bilgisayarındaki kameranın bile bir bantla kapatıldığını duymuşluğum var) Ufak ufak teknolojilerin girdiği ofislerimiz, cep telefonlarımıza bıraktığımız parmak izlerimiz, görüntülerimiz, yaptığımız konuşmalar, alışverişlerimizin seceresinin tutulduğunu öğrenmeye başladık.
MERHABA PSİKOGRAFİ
Haliyle eskiden reklamcılar için jeografi ve demografi yeterliyken dijitalde birçok bilgiyi bırakan hedef kitleler birden bire dikkate değer bulunuyordu. Mecralar da özellikle dijitale kaymışken, hem Google, hem de Facebook tarafında bazı gelişmeler ve medyaya yansıyan olaylar kamuya yansıdı. Yani Cambridge Analytica ve Google tarafından Chrome tarayıcı ile bir çok verinin toplandığı gerçeği kamuoyunun bilincine aşılandı. Yani reklam gösterimi artık yapay zeka ile hangi insana ne zaman ve nasıl bir şekilde gösterileceğinin bilgilerini toplayıp insanların algılarına hükmetmeye başladı. Jeografi ve demografi artık yetmiyordu psikografi de kullanılmaya başlanıldı. Bugün Google’da herhangi bir mekanı arattırdığınızda insanların o mekanda (Check-in yapıp yapmaları önemli değil) kaç dakika durduklarının bilgisine ulaşabilirsiniz. Çünkü akıllı telefona sahip her bireyin nerede neler yaptığı bilgisi hepimizin de onayıyla tutulmuş oluyor. Bakın isterseniz sosyal medya hesabınız olsun olmasın bu böyle. Bu da demek oluyor ki psikolojik durumlarımıza göre davranışlarımız da artık bize reklam gösterilirken kriter olarak yerini almış oldu. Her ne kadar Cambridge Analytica’nın CEO’su (Alexander Nix) görevinden alınsa da kendisi de bunu savunuyordu. Yani insanlara ne zaman nasıl bir kıvamda reklam gösterilmesi gerektiğini belirlemek şimdilerde normal karşılanmaya başlandı.
GÖLGELERİN GÜCÜ ADINA GÜÇ BENDE
Yapay zekanın gücüyle birlikte birçok strateji, araştırma ve analiz şirketleri de dijital deryasından verileri çekerek markalara danışmanlık ve şirketlerin aldığı kararların ne kadar fizibil olduğunu raporlamaya başladılar. Bugün birçok marka da bu şirketlerin ortaya koyduğu raporlarla hareket etmeye başladılar. Örneğin; bir etkinliğe sponsor olduğunuzda o etkinlikte ne kadar hedef kitleyi kendi himayenize katacağınızı ve önümüzdeki 5 yıl içerisinde kaç tanesinin havuzun içerisinden ayrılacağı, sponsor olduğunuz etkinliğe verdiğiniz bedelin ne zaman amorti edileceğine kadar bir çok varyasyonu stratejiye dökülecek hale dönüşmüş durumda. Yani artık güç, kitlesel bilgileri toparlayıp toplumun nereye gideceğini söyleyen veya onların nereye gitmesi gerektiğini söyleyebilecek halde. Çok hoş bir söz okumuştum. Picasso: “Bilgisayarlar temelde işe yaramaz. Sadece sana cevaplar verebilirler.” diye. Bugün yaşasaydı Picasso bilgisayarların artık cevap vermekten ziyade yorum da kattığını görebilmiş olacaktı. Haliyle şimdi yapay zeka mı insanı, insan mı yapay zekaya hizmet ediyor tartışmasına giren birçok insan olduğu da aşikar. Ben bu tartışmada yumurta-tavuk ilişkisi olduğunu düşünüyorum. Yani biz yapay zekayı besliyoruz, yapay zeka da bizi. Haliyle yakında kültürler bile eriyerek global bir dünya yaşamı meydana gelecekken insanın baktığı her yerde yapay zeka olacak ve insan nereye bakmalıya da yapay zeka karar vermiş olacak. Bu da satın alman gereken ürünü sana bir şekilde gösterecek bir yapay zeka reklam modeli ile o ürünü ister istemez insanoğlu satın almış olacak. Yapay zekaya da o satın alması gereken ürünle ilgilendiğini belirten bir çok parametreyi de yine ellerimizle kendimiz vermiş olacağız.
REKLAMIN HAZIRLANILMASI
Reklam hazırlanırken artık verilerle hareket edilmesi gerektiğini düşünüyorum bu konudaki fikirlerimi genişçe > Sefa Karahan - Bam Bam Bam mı, Veriye Dayalı Reklam mı? yazımda bulabilirsiniz.
YENİ MECRA İNSAN BEYNİ VE ALGISI
Eski mecralar eskide kaldı, yeniler bile eskimeye başladı, mesela; laptoplar. En yeni mecra neresi olabilir diye düşünürken aslında yeni mecranın insan beyni olacağı günlere doğru gittiğimizi düşünüyorum. Evet yeni ekran insanın beyninin içindeki ekran olacak. Haliyle insan nereye bakmak isterse reklamcılık da orada yerini almış olacak. Reklamcılık da eskisinden daha fazla kendisini yenilememek durumunda kalarak tüketicinin beyninde bir ekran ve algılatma mekanizması kurmuş olacak.
Belki yarın, belki yarından da yakın!
Kaynak: Sefa Karahan - Yeni Nesil Reklam ve Yapay Zeka Bağlantısı