Günümüzde neredeyse tüm markaların sosyal medya hesapları bulunmaktadır. Tüketicilerin sosyal medyaya olan ilgileri, e-ticaretin gelişmesi, reklam mecralarının dijital çalışmalar olarak çoğalması, markaların da sosyal medyada ki yerlerini almakta hızlandırıcı etki yaratmaktadır.
Twitter ya da Facebook üzerinden hesabı olmayan neredeyse hiçbir marka bulunmamasına rağmen henüz bu mecralarda olmayan markalar teknoloji ve iletişim çalışmalarının gerisinde kalmaktadır. Bu da markaların hedef kitle gözünde ciddi bir prestij kaybı yaşamalarına neden olacaktır.
Ancak her şey markamızı sosyal medya da konumlandırıp geri çekilmek ile bitmiyor. Önemli olan hesap açmak değil, bu hesapla nasıl ilgilenildiğidir. Bu açıdan sosyal medyada kullandığımız dil çok önemli. Özellikle markaların tüketicilerine çizecekleri imaj açısından, onların kafasında var olan imajlarını koruyabilmek ve bilinirlilik oranlarını arttırıp, çalışmalarını kazanca döndürmek için hangi strateji ile ilerleyeceklerini doğru belirlemeleri gerekir.
Sosyal medya hesaplarının yönetiminde kullanılacak dil konusunda iki seçeneğimiz bulunuyor. İlk seçeneğimizde; yalnızca markayı tanıtacak, güncel çalışmaların paylaşıldığı, klasik, alışılmış, sıradan ve resmi bir dildir. İkincisi ise; daha samimi, içten, markalar hakkında bilgi verirken aynı zamanda hedef kitlenin dikkatini çekebilecek paylaşımlarda da bulunan, farklı bir dil kullanımıdır.
Peki bu dil seçenekleri markalarımıza nasıl fayda sağlar ya da zarar getirir.
İlk seçeneği tercih eden markalar risk almadan, bildikleri yolda düz yürüyerek var olan potansiyelleri ile devam eden bir imaj çizecektir. Yalnızca marka hakkında bilgi veren, kampanyalar, satışlar, ürün/hizmet hakkında duyurular yapan klasik bir sosyal medya hesabı olacaktır. Tüketiciler yalnızca ihtiyaçları dahilinde sayfalarında gezecek, hızlıca işlerini tamamlayıp çıkacaklardır.
İkinci seçeneği tercih eden markalar ise hedef kitlesi için farklılık yaratmaya çalışacak, riske girecek, doğru strateji ile ilerlemesi dahilinde sevilen ve daha fazla tercih edilen bir marka olma yolunda ilerleyecektir. Ancak markalar açısından sosyal medyada samimi bir dil kullanırken de dikkat edilmesi gereken hususlar bulunmaktadır, kısaca bu noktalara da değinelim.
Sosyal Medya Yönetiminde Samimi Dil Kullanımı
Günümüzde markalar her ne kadar riskli de olsa sosyal medya hesaplarının yönetiminde daha fazla samimi bir dil kullanmayı tercih etmektedir. Peki neden?
- Sosyal medya kullanıcıları marka hesaplarında yalnızca indirim ve kampanyaları değil, aynı zamanda ilgilerini çekecek içeriklerde görmek istiyor.
- Samimiyet, markalara kendi takipçilerinin dışında ürün veya hizmetleri ile ilgilenmeyen kullanıcıların da kazandırılmasını sağlar.
- Sosyal medyada paylaşılan içeriğin beğeni ve yorum alması geri bildirim açısından önemlidir. Bizler kullanıcılar olarak samimi ve içten olan yaklaşımlara aynı içtenlik ile karşılık vermekteyiz. Bu da kullanıcıların daha rahat yorum yapmasını, paylaşımda bulunmasını sağlar.
- Daha resmi ve ciddi bir sosyal medya yönetimi, markalar için şikayet platformu olarak kullanılacağı gibi, marka hakkında yalnızca olumsuz yorum ve şikayetlerin görünmesini sağlayacaktır.
- Sosyal medyada markaların olumlu yorum alması prestij açısından önemlidir. Bunun için kullanıcıların kendini rahatça ifade edebileceği bir alanda olduklarını görmeleri gerekir.
- Samimi bir dil kullanılarak yönetilen sosyal medya hesapları markaların kullanıcılar tarafından sevilmesine ve pazarlama alanında da tercih edilir olmasına neden olur.
Sosyal Medya Yönetiminde Samimiyetin Zararları Nelerdir?
Doğru strateji çizilmediği halde samimiyet üzerine kurulan sosyal medya yönetimi riskli olacaktır. Çünkü markaların hesabı kişisel sayfalarımızda olduğu gibi yönetilemez. Her ne kadar samimi bir dil kullanılarak hitap edilse de gerekli sınırı çizmek gerekir.
Sosyal medya hesaplarının samimi bir dille kullanılmasının zararları nelerdir?
- Samimi olmak ile ciddiyetsiz olmak birbirine karıştırılmamalıdır. Samimiyetin oranı tutturulmadığı zaman sosyal medya takipçileri de ciddiyetsiz tavır sergileyecektir. Bu da markanıza itibar açısından olumsuz geri dönüşler sağlar.
- Hedef kitle ile etkin bir iletişim kurmak için samimiyeti çıkar amacıyla kullanmak tüketiciler için antipati uyandıracağından hoş karşılanmayacaktır.
- Aşırı samimiyet ve ciddiyetsiz bir tavır sergilemek hedef kitlenin yaş sınırının düşmesine neden olabilir. Böylece satın alımı gerçekleştirecek yaş aralığından çıkan marka stratejisi yanlış pazarlama stratejisi sergilemiş olacak, marka itibar kaybedecektir.
Sosyal Medya Yönetiminde Nelere Dikkat Etmeliyiz?
- Yönetmekte olduğunuz hesabın bir marka kimliği olduğu unutulmamalıdır
- Kişisel bir seslenişten ziyade marka adına hitap edilmelidir.
- Esprili bir dil kullanımında antipati uyandıracak unsurlar kullanılmamalıdır.
- Tüketicilerin tepkilerine yol açabilecek paylaşımlara fırsat vermeden, seçici içerikler hazırlanmalıdır.
- Markaların paylaşımları amatörlükten uzak olmalıdır.
- Esprili içeriklerinde belli bir kalitesi bulunmalıdır.
- Paylaşımlar objektif olmalıdır, genele hitap etmelidir.
- Sosyal medya paylaşımlarınızda gülümseme emojisi kullanmanız samimiyet kurabilmek adına yararlı olur.
Sosyal medya hesap yönetiminde uygulanacak stratejilerin belirlenmesi zor bir yolculuktur. Detaylara dikkat edilmeli, riskler hesaplanabilmelidir. Sosyal medyada samimi bir dil kullanırken fayda ve zararlarının neler olduğu bilinmeli ve çalışmalar buna göre şekillendirilmelidir. Profesyonel alanda çalışan kişi ya da kurumlardan bu alanda yardım almak daha faydalı olacaktır.