Bir önceki yazımızda içeriğin nasıl yaratılması gerektiğinden ve doğru içerik türlerinden bahsetmiştik. Bu yazımızda ise dijital tüketici kavramından ve dijital tüketicinin yaşam alanı sosyal medyada içeriğin nasıl yönetilmesi gerektiğinden bahsedeceğiz.
Öncelikle, markalar için dijital tüketici grubunu, anlamak ve davranışlarını tahmin etmek her geçen gün daha önemli bir hale geliyor. Bir sağlık sigortası şirketinin gerçekleştirdiği bir araştırma, akıllı telefon kullanıcılarının uyumadıkları zamanların dışında her gün ortalama 18 dakikada bir kez telefonlarına baktığını ve ayrıca 2020 yılında cep telefonu sahibi olan insanların sayısının elektriğe sahip insanların sayısını geçeceğini ortaya koyuyor. Peki, dijital tüketici nedir? Ne yapar? Nerede yaşar? Dijital Tüketici, teknolojileri kullanarak fiziki dünyada perakende mağazalardan alışveriş yapan tüketici grubu olarak tanımlanıyor. Ürün hakkında önceden araştırma yaparak geliyor veya daha önceden araştırdığı ürünü mağazadayken bir başka markanın ürünü ile telefonundan karşılaştırabiliyor. Bu da, dijital dönüşümle beraber dijital tüketici davranışlarının da her geçen gün değiştiğini gösteriyor. İnsanlar artık eskisi gibi alışverişe çıkmıyor. Mobil cihazı ile bulunduğu yerden istediği ürünü araştırıyor ve kendisine en uygun olanı seçebiliyor. Bu durum pek tabi ki, tüketici için birçok fayda sağlarken, marka ve özellikle mağaza sahipleri için konumlarını yeniden gözden geçirmelerini gerektiriyor. Dijital tabanlı markalar gerek sosyal medya içerik pazarlaması gerekse dijital reklam satın almaları yaparak potansiyel müşterilerini dijital ortamlarda yakalamaya çalışıyor. Özellikle içerik stratejilerini çizerken iletişim tonunu hedef kitlenin özelliklerine göre belirlemeye, paylaştığı hikâyeleri tüketicilerini de ortak etmeye özen gösteriyorlar. Bu da tüketicinin markaya olan güven duygusunun artmasına neden oluyor. Peki, yaratılması kadar yönetilmesi de zor olan içeriğin nasıl yönetilmesi gerektiğinden bahsetmeye çalışalım.
Öncelikle içeriğin doğru bir şekilde yönetilebilmesi için bir takvim oluşturulmalıdır. İçerik takvimi sizin düzenli olarak paylaşım yapmanızı sağlarken, hangi gün, hangi tür içeriği gireceğinizi de belirlemenizi sağlayacaktır. Düzenli ve belirli aralıklarla yapacağınız içerik paylaşımları tüketicilerinde markanızdan sıkılmadan merakla takip edeceği, bilgi alacağı veya eğleneceği bir platforma dönüşecektir. Böylece tüketici, markayı kendisine değer katan, çözüm sunan, sorunlarını gideren bir arkadaş gibi algılayacaktır. Oluşturulan takvim, içeriği üretmeye ve yayınlamaya yardım edecektir. Yaratılan takvim hedefe, kaynaklara, müşterilere uygun olmalıdır. Sonrasında ise içerik türlerinizi kullanılacak araca göre günlük, haftalık, aylık olarak ayarlayabilirsiniz.
-Günlük olarak Twitter güncellemeleri,
-Haberlerin Facebook sayfasında yayınlanması,
-Bloglara bırakılan yorumlara cevaplar gibi içerikler üretebilir.
-Haftalık olarak kısa bir video, makale ve web sitenizde güncelleme yapabilir.
-Kapsamlı bir blog yazısı, söyleşi, veya bir müşteri hikâyesini yayınlanabilir.
-Aylık olarak video dizisi, yarışma ve çekiliş duyusu yapılabilirsiniz.
Böylece tüketicinizi sıkmadan onları bir sonraki içeriğinizi merakla bekleyecekleri bir hale getirebilirsiniz. Bu durumda, hedef kitleniz neredeyse sizde orada olmalı ve onlarla sıcak ilişkiler kurmaya devam etmelisiniz. Her zaman doğru yerde, doğru hedef kitleye, doğru mesajı ileterek onlara alanınızda ne kadar uzman olduğunuzu onlarla eğlenceli vakit geçirerek anlatabilirsiniz.
Dijital reklamcılık ve sosyal medya hakkında merak ettiğiniz her şeyi www.looknewmedia.net sayfamızdan okuyabilirsiniz.
Kaynak;https://dijitalpano.wordpress.com/2011/04/27/perakendenin-fiziksel-dunyasinda-dijital-tuketici/
Ann Handley, C.C. Chapman, Dijital Çağda İçerik Yönetiminin Kuralları (İstanbul Bağcılar; 2013)