Hayatımız Dijital Olmuş Abi! 30 Temmuz 2015, Perşembe

ASLINDA HIZLA DİJİTALLEŞİYORUZ

Bir tek sosyal medya değil. Tüm markalar dijitalin üzerine abandılar. Dijital mobilya, dijital elektrikli araba, navigasyon vb. Her yer ekran teknolojilerinin de gelişmesiyle birlikte çoklu ekran haline döndü. Daha geçen Beyoğlu’nda, İstiklal Caddesi’nde yürürken vitrin tasarımlarının yerinde TV üniteleri çoklu olarak kullanılmaya başladığına şahitlik ettim.

HAYATIMIZ DİJİTAL OLMUŞ ABİ!

Sizi bilmem ancak ben her akıllı telefonu ışın kılıcına benzetiyorum. Her insan telefonuyla ya kendini savunuyor, ya da hamle yapıp birisine bir şey gönderiyor. Ya da nasılki kovboylar yanlarında silah gezdiriyorsa, şimdilerde telefonda bunun yerini almış durumda. Hayatımızda merak ettiğimiz her şeyi internet bağlantılı bir telefondan kısaca bulabiliyoruz. Yerinde kullanmak aslında en güzeli.

Bununla birlikte en fazla iletişim araçları iletişimi etkilemiş görünüyor. Gözlemim, her yazılan şeyin karşıdaki insanı etkilediğinin tam da bilincinde olmadığı. Yani WhatsApp’tan yazılan herhangi bir ileti, twitter’dan atılan bir twit çok şeyi etkileyebiliyor. Bir çok çiftin facebook yüzünden boşandığı haberini 5-6 ay önce okumuşluğum var.

Yani sosyal hayatımız dijitale bulandı. Evet yine ışınlanmayı bulamadık ancak karşımızdaki insanlara anlık iletilerle ışınlanabiliyoruz. Bu kadar özgürlük ve insanlara ulaşabilmeyi sevmemizin sebebinin ruhumuzdaki özgürlükten kaynaklandığını düşünüyorum.

Ayrıca, dijital bir yalnızlığın içine de gömülmüş olduğumuzu düşünüyorum. Çünkü düşüncelerimizi nasılsa birisiyle görüşmeden ilettiğimizden onunla karşılıklı oturup konuşmamayı tercih eder olduk. Her seferinde de iletilen mesajların sonuna “Ya bi görüşemedik”ler eklenir oldu.

RAHATLIK KLASİK HAYATI ETKİLEDİ

O kadar rahatız ki internet dolaşımı olan her yerden kendimizle ilgili paylaşımlar yaparak insanlara bildirimlerimizi yapar olduk. Yani neredeysek Foursquare, şayet bir şey görüp fotoğrafını çekip yorum yazmak istersek Facebook’u, şayet mini blog oluşturmak istersek twitter veya thumblr kullanıyoruz. Tabi bu rahatlık da sosyal hayatta değişiklikler meydana getirdi. En önemlisi de kadın erkek arasındaki perdeleri kaldırdı. Yani giz kalkıp aleni bir iletişim olmaya başladı. Hatta tuvalette bile yazan biliyorum. Bununla birlikte bir ürüne ulaşmadaki amaçları kaldırdı. İstediğimiz ürüne oturduğumuz yerden ulaşabilme gücünü verdi. Sinema, müzik ya da her hangi bir şey konusunda öğrenmek istediğimiz ne varsa kolaylıkla elde eder olduk.

NELERİ GÖTÜRDÜ

İnsanın azametini dijital hafifletti. Çünkü bir çok kişi tarafından like alan birisi psikolojik olarak rahatlarken hedeflerindeki istek de bir o kadar zayıfladı. Çok insan tanıyorum sosyal medyada paylaştığı fotoğrafını beğendirmek için uğraştığını. Yani her şeye kolay ulaşabilme insanın amaçlarını elinden alıp götürmeye başladı. Kendisinin hiç bir katılımının olmadığı dijital araçları kullanarak bir şeyler yaptığını sanmaya başladı. Buradaki en büyük tehlike ise kendisini takipçi sayısıyla veya beğenildiği kadar önemsemeye başlaması olmak.

TEKNOLOJİ İYİDİR

Tabiki iyidir. Ancak bilinçli ve sade bir şekilde teknolojiyi tüketmeyi öğrenmezse insan teknolojinin esiri olarak daha fazla dijitalleşip iletişim yaşıyorum zannıyla kelimelerin, videoların, uzun süreli dizilerin, fotoğrafların arasında hayatını zayi ederek geçirecek diye düşünüyorum.

BENİM MESKENİM DAĞLARDIR DAĞLAR!

Ne mi olacak? Bir gün insan uyanıp bu dijital hayatı kendisi yönetmesi gerektiğini,  amaç değil araç olarak kullanmaya başladığında; hayatın, ağacın, kuşun, toprağın, rüzgarın, üretmenin ne kadar önemli ve güzel olduğunu anlamış olacak. İnsanın topraktan gelip toprağa gideceğini, dijitalden gelip dijitale gitmediğini anlamış olacak :)

Haliyle dağlara doğru kaçmaya başlayacak!

(Yapan bir kaç insan gördüm biliyorum :)

<